Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
yüksek (fiyat)
Meanings of
"yüksek (fiyat)"
in English Turkish Dictionary : 1 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
yüksek (fiyat)
steep
adj.
Meanings of
"yüksek (fiyat)"
with other terms in English Turkish Dictionary : 43 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
yüksek fiyat
high price
n.
General
2
General
bir şeyin değerlendirilmesinde kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat
cap
n.
3
General
yüksek fiyat
stiff price
n.
4
General
(açık artırmada) yüksek fiyat vererek teklif ortamını kızıştıran kimse
puffer
n.
5
General
(açık artırmada) yüksek fiyat vererek teklif ortamını kızıştırma
puffing
n.
6
General
en yüksek fiyat
roof
n.
7
General
fazla yüksek fiyat koymak
overprice
v.
8
General
yüksek bir fiyat ödemek
pay the ultimate price
v.
9
General
(fiyat) yüksek kalmak
overstand
v.
10
General
satın alınamayacak kadar yüksek(fiyat)
prohibitive
adj.
Phrasals
11
Phrasals
yüksek fiyat teklifi vererek bir şeyin değerini yükseltmek
bid something up
v.
Colloquial
12
Colloquial
yüksek fiyat çekmek
stick it on
v.
13
Colloquial
çok yüksek (fiyat)
over the odds
expr.
Idioms
14
Idioms
çok yüksek fiyat
fancy price
n.
15
Idioms
en yüksek fiyat teklifi ile başlayıp aşağı doğru inen müzayede
dutch auction
n.
16
Idioms
için yüksek bir fiyat ödemek
give an arm and a leg for
v.
Trade/Economic
17
Trade/Economic
yüksek miktarda kazanç/fiyat
tidy sum
n.
18
Trade/Economic
aşırı yüksek fiyat
exorbitant price
n.
19
Trade/Economic
bir menkul değerin ulaşabileceği en yüksek fiyat
resistance level
n.
20
Trade/Economic
birkaç büyük firmanın rekabeti sınırlandırmak ve yüksek fiyat uygulamak üzere bir araya gelip oluşturdukları birlik
business trust
n.
21
Trade/Economic
devletçe saptanmış en yüksek fiyat
ceiling price
n.
22
Trade/Economic
en yüksek fiyat
ceiling price
n.
23
Trade/Economic
en yüksek fiyat
top price
n.
24
Trade/Economic
en yüksek fiyat
maximum price
n.
25
Trade/Economic
en yüksek fiyat
class price
n.
26
Trade/Economic
en yüksek fiyat
ceiling
n.
27
Trade/Economic
en yüksek fiyat
highest bid
n.
28
Trade/Economic
piyasa dışı yüksek fiyat talep etme
pricing out of the market
n.
29
Trade/Economic
son 52 hafta içindeki en yüksek fiyat
52 week high
n.
30
Trade/Economic
yüksek fiyat
premium price
n.
31
Trade/Economic
yüksek fiyat
high price
n.
32
Trade/Economic
yüksek fiyat
steep price
n.
33
Trade/Economic
yüksek fiyat
overcharge
n.
34
Trade/Economic
(ihalede) en yüksek fiyat veren
highest bidder
n.
35
Trade/Economic
daha yüksek fiyat
higher rate [uk]
n.
36
Trade/Economic
yüksek fiyat
long price
n.
37
Trade/Economic
firmaların yüksek fiyatlı ürünleri düşük fiyat veren bir pazardan satın alması
paralleling
n.
38
Trade/Economic
(düşmesi zor olan) yüksek fiyat seviyesi
support
n.
39
Trade/Economic
yüksek fiyat istemek
overcharge
v.
Law
40
Law
yüksek fiyat
illegal price
n.
Technical
41
Technical
en yüksek fiyat
handle
n.
Slang
42
Slang
kadınlar için olan hizmet ya da ürünlerde uygulanan erkeklerinkine oranla daha yüksek fiyat
pink tax
n.
43
Slang
erkeklerinkiyle aynı işleve sahip ürünlerde kadınlar için üretildiğinde uygulanan yüksek fiyat
pink tax
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yüksek (fiyat)
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy